Davacı, depresif bozukluk tanısı nedeniyle sağlık şartlarını karşılamadığı gerekçesiyle okuldan ilişiğinin kesildiğini belirterek işlemin iptalini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, davacının devlet hastanesinden aldığı sağlık kurulu raporunda “psikiyatri depresyon” teşhisiyle “öğrenci olamaz” kararı verildiğini, hakem hastane raporunun da benzer bir değerlendirme içerdiğini belirterek davayı reddetmiştir.

Bölge İdare Mahkemesi ise yürürlükteki ETSŞY hükümlerinin zaman içerisinde değişiklik gösterdiğini, özellikle 29.09.2019 tarihli düzenlemenin epikriz raporlarına dayalı olarak sağlık durumunun yeniden değerlendirilmesine imkân tanıdığını vurgulamıştır. Bu doğrultuda, davacının sağlık durumunun hem 03.01.2018 tarihli hem de 29.09.2019 tarihli yönetmelikler çerçevesinde yeniden incelenmesi gerektiğini belirterek hakem hastaneden yeni bir rapor talep etmiştir.

Hakem hastane tarafından düzenlenen yeni raporda, davacının geçmişte sınav kaygısı nedeniyle psikiyatri başvurularının olduğu, ancak 2018 yılından itibaren herhangi bir psikiyatrik muayene ve ilaç kullanımının bulunmadığı, mevcut durumda ise herhangi bir psikopatoloji tespit edilmediği ifade edilmiştir. Bu değerlendirme doğrultusunda davacının PAEM öğrencisi olabileceği kanaatine varılmıştır.

Danıştay 8. Dairesi, Bölge İdare Mahkemesi’nin kararını hukuka uygun bularak temyiz istemini reddetmiş ve davacının lehine verilen iptal kararını onamıştır. Böylece, depresif bozukluk tanısı nedeniyle ilişiği kesilen davacının, yönetmelik hükümlerinin lehe yorumlanması sonucu tekrar PAEM öğrencisi olabilmesine hukuki zemin oluşturulmuştur.

T.C. DANIŞTAY 8. DAİRE

E. 2020/…, K. 2023/…, T. 17.1.2023