Disiplin cezaları, kamu görevlilerinin mevzuata, çalışma düzenine, hizmetin gereklerine aykırı fiillerine karşı düzenlenen idari yaptırımlardır. Kamu hizmetlerinden sürekli uzaklaştırılabilmek gibi ağır sonuçlara neden olabilen disiplin cezaları, ağırlığı ve önemi sebebiyle Anayasa’nın 38. maddesindeki suç ve cezalara ilişkin kurallara tabi tutulmuşlardır.
“Kanunsuz suç ve ceza olmaz” ilkesi uyarınca, ceza yaptırımına bağlanan her bir fiilin tanımının yapılması ve kanunun ne tür fiilleri suç sayarak yasakladığının hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirtilmesi gerekmektedir. Sözü edilen suç tanımlaması yapıldıktan sonra, suçun karşılığı olan cezanın ve suç sayılan fiili gerçekleştiren kamu görevlisinin hangi disiplin kuralını ihlal ettiğinin açık bir şekilde ortaya konulması da zorunlu olup, söz konusu fiil, mevzuatta öngörülen tanıma uymuyorsa verilen disiplin cezasının hukuka aykırı olacağı açıktır.
Davaya konu olayda; davacının araç çektirirken tanıştığı çekici şoförü olan E.U. adlı şahıstan ertesi gün iade etmek üzere 700,00 TL borç para aldığı, söz konusu parayı belirttiği tarihte ödemediği, E.U.’nun şikayetinden sonra kısmen ödediği sabit ise de, görev yaptığı kurumda herhangi bir işle ilgili başvuru veya talebi bulunmayan çekici şoförü ile tanışarak adı geçenden borç para almasının “iş sahiplerinden borç almak” olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, alınan borcun davacının mesleki faaliyeti ile bir bağının bulunmadığı, kişisel ihtiyaç mahiyetinde olduğu, bu haliyle davacının eyleminin anılan Kanun hükmündeki suç tanımına uymadığı ve disiplin hukukunda yer alan “tipiklik” şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından, dava konusu işlem bu yönüyle hukuka aykırıdır ve iptali gerekir.
T.C. İZMİR BÖLGE İDARE MAHKEMESİ 2. İDARİ DAVA DAİRESİ
E. 2024/… K. 2024/…. T. 28.3.2024